ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

1 Ekim 2008 Çarşamba

LÜTFEN ÇOK DİKKAT !




Sevgili arkadaşlar,


Ruhsal sandığımız bazı olayların, grip gibi sarılık gibi bulaşıcı bir hastalık olduğunu biliyor muyuz?
Bunu bilmeliyiz...

Bu bir gerçektir ve ne yazık ki ancak dönülmez noktaya gelindiğinde farkına varılır...
O zaman da kayıplar çok büyük olur.

Daha önceki bir yazımda tribünlerden maçı seyretmek ile sahaya inmek arasındaki duygu boşaltımı açısından farkı açıklamıştım.

Öfke, kaynağı ne olursa olsun insanların içinde, derecesine bağlı olarak, mutlak bir patlamaya neden olur.
Eğer küçük ya da büyük, herhangi bir konuda içinizde bir öfke hissediyorsanız, mutlaka daha başlangıçta, bu öfkenizi irdeleyin, ( bunun için bir uzmandan yardım almanız çok daha uygundur) ve olabildiği kadar akılcı bir yoldan bu öfkenizi boşaltın.

Bunu yapmaz ve bu öfkenizi içinizde biriktirirseniz, doğanızın bir gereği olarak bu mutlaka bir şekilde patlayacaktır.Dediğim gibi içinizdeki öfke ( kaynağı ne olursa olsun) henüz başındayken üzerine gidip halledilmez ise, kontrolünüzden çıkacaktır ve inanın ki o zaman geri dönüşü olmayan, sonradan sizin de çok üzüleceğiniz sonuçlar doğuracaktır.

Halk arasında cinnet denilen olay budur. Hiç kimse cinnet anında kendisini kontrol edemez. Önemli olan o noktaya gelmeden bununla baş edebilmektir.

Başlangıçta söz ettiğim bulaşıcılık bu öfke birikimleridir. Bu zincirin halkaları şu şekilde birbirine bağlanır.
Örn: ev içindeki bir kişi, herhangi bir nedenle öfkelenir ve ( ne yazık ki bizim geleneklerimizden biri olarak) kendinden küçüğe ya da güçsüze karşı bu öfkesini boşaltır. Üzerine bu öfke boşalan kişi, eğer kendisinden küçük ya da güçsüz birisi var ise, o da ona boşaltır. Genellikle evin en küçüğü olan çocuk son halka olur. O çocuk üzerinde birikmiş olan öfkeyi ( ki ne oluşumunda, ne dışa vurumunda hiç bir sorumluluğu olmayan) ya ne yazık ki, kedi köpek gibi, nispeten kendinden güçsüz bir canlıya veya bir şeyleri kırıp dökerek boşaltır.
Veya en kötüsü bunları içinde biriktirmeye başlar.
Belli bir yaşa geldiğinde, (ki mutlaka o zaman kendinden küçük veya güçsüz birileri olacaktır etrafında) o da onlara boşaltacaktır. Eğer mizacı gereği böyle bir yapıda değil ise patlaması kendi içinde olacaktır ki bu da o kişinin ruhsal yönden çok ciddi şekilde zarar görmesi demektir

Bu anlattıklarım ne yazık ki toplumda zincirleme olarak inanılmaz bir hızla yayılır...
Büyük toplumsal karmaşalara yol açabilen böylesi bir zincirin halkası olmamak elimizde.
Bunun için, lütfen kendimizle konuşmaya, tartışmaya, kendi kendimize neden, niçin nasıl gibi sorular sorarak veya bir uzmandan destek alarak bu dürtülerimizi halletmeye çalışalım.

Bu yazımı okuyan arkadaşların, etraflarında olan bitenleri bir kez de bu açıdan değerlendirmelerini rica ederim...

Yoksa geri dönüşü olmayan noktaya geldiğimizde çok yanarız...

Sağlıcakla kalınız...


Hiç yorum yok: