ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

2 Ekim 2008 Perşembe

DUYUSAL ŞARTLANMA ( trafik kazaları)



Sevgili arkadaşlar,

Hiç istemediğim halde bir konuya değinmek zorundayım;

Bir bayram daha geçti. Ve ne yazık ki, gene trafik gene sönen aile ocakları, gene göz yaşları, isyanlar...

Bunları sizler de izlemişsinizdir televizyonlardan, gazetelerden.

Hiç aklıma dahi getirmek istemem ama belki içinizden birisi de bu kazalardan payını almış olabilir.

Evet ülkemizde trafik çok ciddi bir sorun. Sadece yasaklara uyulmaması ile açıklanamayacak kadar büyük hem de...

Ama ne yazık ki yöneticilerimiz "yasak !" ve "yasaklara uymazsan cezayı yersin" mantığının ötesine geçememektedirler...

Konu insan olunca ki öyledir, insanın düşünce, mantık, algılama gibi niteliklerini göz önüne almak zorundayız, zorundalar...

Yollara asılan trafik canavarı afişlerinin nasıl bir etki bıraktığını acaba bir tek yetkili düşündü mü? Sanmıyorum.

Eğer bir tek yetkili dahi düşünmüş olsaydı, bu görüntünün insanların zihninde kazayı çağrıştırdığını, ve bilinç dışı olarak içlerinde kaza korkusu yarattığını, ve bunun da kaza olma olasılığını çoğalttığını bilir ve derhal bu anlamsız afişleri yok ederdi.

Bu etkileşimi size bir örnekle açıklamak isterim. Bir gurup insanla bir deney yapılmıştır. bu deneyde yere 30 cm. aralıkla paralel iki çizgi çizilmiş ve guruptakilere bu çizgilerin dışına çıkmadan yürümeleri söylenmiştir.
Her yaş gurubundan insanlar rahatlıkla denileni yapmışlardır.
Bu sefer gene 30 cm. genişliğinde uzun bir tahtayı yerden 20 cm. yüksekliğe koymuşlar ve gene bunun üzerinde yürümeleri söylenmiş. Bazı kişiler rahatça yürürken bazıları biraz zorlanmış.
Deneyin son aşamasında ise tahtayı yerden bir metre yüksekliğe çıkarttıklarında hiç kimse yürüyemez olmuş.

Neden hiç düşündünüz mü?

aynı aralıktaki iki çizgi yerde iken 30 cm genişlikteki arada rahatça yürüyebilen insanlar neden aynı genişlik yerden yükseldikçe üzerinde yürümekte zorlanmış olabilirler?

Evet, doğru bildiniz, Düşme korkusu...

İçgüdüsel veya öğrenilmiş korkularımız, zihnimizde çok büyük yer ederler ve bu da bizi o yöne doğru çeker.

Çocuğuna " koşma düşersin" diyen anne aslında hiç yoktan çocuğunun aklına "düşmek" fikrini sokmuş olur ve çocuk er ya da geç düşer.

İşte arkadaşlar korku ile yönetmeye çalışmak böylesi ters teper.

Halk arasındaki " korktuğum başıma geldi" söylemi bu durumu en açık şekilde anlatır.

Evet, "korktuğumuz er ya da geç başımıza gelir. Çünkü zihin sürekli bununla meşguldür ve bu meşguliyeti sonucu korkulan durumu çağırır..

Korkutarak yönetmek, idare etmek, eğittiğini sanmak gibi yanlış düşünceye sahip olanlara duyurulur...

-insan için ise, önce insanı bil-

Sağlıcakla...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

paylasım için tşkler.. cok dogru