ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

31 Ocak 2010 Pazar

ZİHNİMİZDEKİLER- DİLİMİZDEKİLER

Uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar,


Çok eski bir deyiş vardır, bilirsiniz: "Dervişin fikri neyse, zikri odur"
Yani, bir kişinin aklından ne geçerse o, aynen sözlerine yansır.
Evet bu söz, tam bir gerçeği anlatıyor.
Burada daha önce de zihnimizin çalışma mekanizması üzerine bir kaç yazı yazmıştım.

Zihnimiz bizim en sadık hizmetkarımızdır. Ama tam anlamıyla kontrolümüzde olduğunu söyleyemeyiz. O, bazen kendisini olduğu gibi ortaya koyuverir.
Halk arasında dil sürçmesi denilen, konuşurken ağzımızdan birden bire çıkan ve anlatmak istediğimiz konuyle hiç ilgisi olmayan sözcükler, buna en güzel örnektir.


Bu konuyu size güzel bir fıkrayla anlatayım.
Bir aileye bir akşam bir misafir gelecekmiş. Gelecek olan adamın burnu o kadar büyükmüş ki, her gören adamcağızın sadece burnuna bakakalırmış.
O gece evin hanımı, küçük kızını karşısına almış ve, " Bak güzel kızım, bu akşam bir amca bize misafirliğe gelecek. Bu amcanın burnu çok kocaman. Sakın ola ki burnu ile ilgili bir şey söyleme" diye sıkı sıkı tembih etmiş.
Bir kere söylemekle de kalmayıp, gün içinde belki, binlerce kere bu sözleri kızına tekrarlayıp durmuş.
Akşam olduğunda, beklenen adam gelmiş. Kadıncağız, küçük kızı bir pot kırmasın diye neredeyse, bir an olsun gözünü kızından alamamış. Fakat kızı, tembihleri tutup ağzından tek kelime kaçırmamış ve sonunda yatma saati gelip yatağına yatmış.
Durumdan son derece mutlu olan anne, büyük bir rahatlık içinde oturma odasına dönmüş.
İç rahatlığıyla misafirine çay servisi yapmış ve " burnunuza kaç şeker alırdınız"
diye sormuş...



Bu güzel fıkrada da görüldüğü gibi, zihnimiz baskı altında, sürekli bir konu ile meşgulse veya kendimizde olan ama asla dışa vurmak istemediğimiz bir şeyi gizleme telaşı içindeyse, bu, mutlaka ve mutlaka bir zaman gelir dilimizden dökülüverir.
Örneğin bir kişi hırsızlık yaptıysa ve bu durumu gizlemek için büyük bir çaba harcıyorsa, sık sık ağzından anlamsızca, hırsızlıkla ilgili bir şeyler dökülüverir.


Bazı kişiler ise bu özelliğin farkındadırlar veya bilen kişiler tarafından uyarılmışlardır.
Hele ki bu kişiler sürekli olarak insanlarla muhatap olmak, konuşmak zorundalarsa, bilinçli olarak zihinlerindeki baskı altındaki konuyu dile getirirler ki, ansızın çıkıvermesin.
Deminki örneğimiz üzerinden sürdürürsek, hırsızlık yapmış ve bunun kontrolsüz bir şekilde ağzından kaçmasını engellemek isteyen kişi, sürekli olarak, ya birilerini hırsızlıkla suçlar veya hırsızlıkla ilgili olaylar anlatır hatta kendisinin haksız(!) yere hırsızlıkla suçlandığını bile söyleyebilir...


Bu nedenle etrafınızdaki kişiler eğer bir konuyu çok fazla tekrarlıyorlarsa, o konu neredeyse takıntı haline gelmişse, üstelik ortada bu konuyu bu kadar tekrarlamayı gerektirecek şartlarda yok ise aklımıza, insan zihninin bu küçük ( ya da duruma veya sonuçlarına göre çok büyük) özelliği gelmesi çok doğaldır.

Hepiniz sağlıcakla kalın...