ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

17 Ekim 2008 Cuma

"PARA= GÜÇ" İNANCI VE İNSANLIK SUÇU




Sevgili arkadaşlar,

Gönderdiğiniz maillerde ülkemizin içinde bulunduğu durum hakkında görüşlerimi ve çıkış ile ilgili önerilerimi paylaşmamı istiyorsunuz.

Ülkemizdeki sorunları biraz daha yukarıdan bakarak incelediğimizde görülecektir ki, para, her türlü değerin yerini almıştır.

Bu durum tüm dünya için geçerlidir. Bir anlamda insanoğlu kendi yarattığı cehennemi yaşamaktadır.

Siyasi, sosyal, hatta inançla ilgili gibi sunulan pek çok olayın ardında da bu "para=güç" ile ilgili bitmez tükenmez açgözlülüğün yattığı çok net görülüyor.

Ne yazık ki, bu durum 21. yüz yıl insanını acınacak halidir.

Evet "para= güç" ile ilgili bu hastalıklı saplantı, insanoğlunun tüm değerleri, güzellikleri, ve insani olan her türlü özelliği yok sayması, insanlık adına acınacak bir durum, bir zavallılıktır.

Şık giyimli, beyaz gömlek kravatlı bir takım insanların, bir kaç kağıt parçasına kendilerini bu denli esir etmeleri, üstelik ( değişim aracı olarak) bu kağıt parçalarına gerçekten ihtiyacı olanların elinden, kandırarak almalarıyla daha da güç sahibi olduklarını düşünmeleri
bir insanlıık suçudur.


Parayı, bir değişim aracı olmaktan çıkartıp, ulaşılması gereken bir hedef, gücün yegane simgesi haline getiren insanlar (!) bilmezler ki bu yarattıkları durum, bu insanlık suçu ilk başta kendilerini yok edecektir.
Çünkü, bu hastalıklı saplantı uğruna içsel değerleri yok ettikleri yetmiyor gibi doğal dengeyi de yok etmekte hiç bir rahatsızlık duymamaktadırlar.

Doğa, yani tek yaşam mekanımızı yok etme pahasına, yapılan bunca yanlış, hastalıklı bir saplantı değil de nedir?

İşte bu durum tüm dünya ülkelerini olduğu gibi bizim ülkemizi de içine almıştır.
Dikkat ederseniz, tüm sorunlar dönüp dolaşıp parada düğümleniyor.
Buna rağmen, bu "para=güç" açgözlülüğü, ülkemizi ve tüm dünya düzeni yıkmak üzeredir.

Yaşanılan ekonomik krizleri biraz araştırırsanız çok net göreceksiniz ki, bunun altında, birilerinin(!) daha çok para, daha çok güç açgözlülüğü yatmaktadır.

Pek çoğunuz bu durumun farkındadır ama ne yapmalı? sorusunun yanıtını bulmak zor gibi görünüyor.

Bu durumdaki kişisel yaklaşımımı sizlerle paylaşmak isterim.

1) Olabildiği kadar " tek benimle olmaz ki" demeden her türlü tasarruf önlemini almak.

2) yakın çevre ve uzaklarla, her türlü
iletişim aracı yolu ile bu konuda insanları aydınlatmak, uyarmak

3) Yurttaşlık görevlerimizin başında gelen oy vererek ülke yönetimini belirlemek aşamasında, bu cehennemi yaratan zihniyete sahip kişileri, "tek bir oy ile olmaz ki" demeden yönetimden uzak tutmak...


Not: sizlerden ricam, yazılarımla ilgili beğenilerinizden çok, bu konularda siz neler yapıyorsunuz, daha başka neler yapılabilir hakkında görüşlerinizi paylaşmanızdır




Hiç yorum yok: