ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

7 Ağustos 2008 Perşembe

DÜŞÜNSEL KATILIKLARIMIZ







Merhabalar,

Dünkü yazımda, düşünsel katılıklarımız üzerinde sizlerle söyleşmeye başlamıştım.
Bu gün, örneklerle konuyu biraz daha açmak istiyorum.

Önceki yazımda söz ettiğim gibi, bir çok davranış ve beraberinde düşünce kalıplarını, ilk başta ailemizden, daha sonra okul ve çevreden öğreniyoruz. Hem de hiç farkında olmadan.
Küçük bir örnek, " Sen sus küçüksün... Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez"
Ülkemizde bu sözü duymayan çocuk yoktur sanırım.

Hiç düşündük mü acaba bu söz bizler üzerinde nasıl bir etki bırakıyor.

Şu kadarını söyliyeyim, bu söz duyulma sıklığımıza da bağlı olmak üzere, ne yazık ki bir ömür boyu bizim beynimizden hiç çıkmıyor.

Topluluk karşısında konuşmak bu nedenle pek çok kişi için bir hayli zor bir iştir.

Pek çok kalıp ise hiç sözsüz olarak beynimize çakılıyor. Bunun başında ne yazık ki dayak olayı geliyor.
Büyüğünden dayak yiyen bir çocuğun aklında şu düşünce uyanır: " O benden büyük beni dövüyor.... Demek ben de benden küçükleri dövebilirim"
Özellikle aile içinde, sürekli olarak duygusal veya bedensel şiddete maruz kalan çocukları, yetişkinliklerinde dayak ve şiddet uygulama dışında bir başka yol düşünemez hale getiriyoruz.

Tabi tüm düşünsel kalıplar bu kadar kötü olmayabiliyor. Ama bana sorarsanız, iyi veya kötü olsun, her türlü düşünce kalıpları varlıkları nedeniyle zaten kötüdür.
Böylesi kalıplar ile dünyayı tanımaya anlamaya çalışan bir kişinin asla araştırıcı olması, dolayısıyla da kendini geliştirebilmesi mümkün değildir.

Bir sonraki yazımda tekrar bu konuyu sürdüreceğim...

Hiç yorum yok: