ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

2 Kasım 2008 Pazar

KAPİTALİZM VE ÇOCUK

ÜRETMEYİ ÖĞRENEN ÇOCUK
PASİFLEŞEREK, TÜKETMEYİ ÖĞRENEN ÇOCUKLAR



Bu yazımda da kapitalizm konusunu sürdürüyorum.

Öncelikle gelen maillerinizden anladığım kadarıyla kapitalizmi bu kadar yerdiğim için acaba karşıtı olan sosyalizmi mi savunduğumu soruyorsunuz.

Ne yazık ki bu soruyu yöneltmeniz bile düşünsel olarak nasıl kalıplar içinde düşündüğümüzün bir örneğidir.
Bize öyle öğretildi ya (!), bir şeyi yeriyorsan / birilerinin onun karşıtı olarak beynimize pompaladığı/ diğer görüşü savunuyorsun demektir..

Hayır efendim böyle bir şey yoktur.

Sizleri rahatlatacaksa kendi görüşümü söyliyeyim,

Ben doğal döngüye inanıyorum. bunun dışında,
...izm ler içinde bir tek KEMALİZM benim için geçerlidir.
Çünkü insan içindir, asla insanın parçası olduğu doğayı alt etmek gibi bir görüşü yoktur,
Çünkü, insani olan tüm değerlere saygılıdır,
Çünkü, bilimselliğe verdiği değer ile inançlara, içsel duygulara verdiği değer eşittir.
Çünkü temeli tüketmeye, yok etmeye değil üretmeye dayalıdır...

Bilirsiniz, her ideoloji, her düşünce modeli, her sistem ileriye dönük olarak yatırım amacıyla gözlerini çocuklara dikmişlerdir.
Çünkü çocukların beyinleri tertemiz, henüz içgüdüleri derinlere gömülmemiş olduğu için onların beyinlerine işlemek çok kolaydır. Üstelik temelde farklı bir görüşleri de olmadığından sıfırdan istenilen görüş, ideoloji, sistem onların beyinlerine kaydedilir. Böylece de gelecekte bu görüş, sistem veya ideolojinin bir neferi olarak yetiştirilirler.
Gelecek bir anlamda böylelikle garantiye alınmış olur.

Ancak bu yöntemi uygulayanların gözlerinden kaçan çok önemli bir nokta vardır. O da şudur ki, iç güdülerimiz her ne kadar, sonradan edinilmiş bilgilerin altında derinlere gömülseler de asla yok olmazlar.
Bu iç güdüler, yıllar sonra bile bir kere su yüzüne çıktığında, sonradan edinilmiş bilgilerle eğer bir karşıtlık var ise, kişinin içinde bir çatışma başlar.
Ve bu çatışmanın sonucunda içgüdüler galip gelir. Çünkü onlar insanın doğanın bir parçası olması nedeniyle insan beyninde vardırlar.

Dolayısıyla insanın dönüp dolaşıp geleceği yer gene doğadır. Yani ait olduğu / her ne kadar alt etmeye çalışsa da/ doğadır.

Şimdi gelelim kapitalizmin çocukları ne şekilde ele aldığına.
Önceki yazımda da söz ettiğim gibi kapitalizm, sadece bir gurup üst (!) kişilerin çıkarları için her an daha çok tüketmeye dayalıdır.

Tüketmek yok etmek demektir.

Daha çok para için doğayı tüketmek,
Daha çok para için doğal kaynakları yok etmek
,
Daha çok para için, doğanın döngüsünü bozmak,

Daha çok para için insani olan değerleri yok etmek,

Daha çok para için duyguları, vicdanı, sevgiyi yok etmek

Ve daha sayamayacağım benzer değerleri yok etmek kapitalizmin /amaç olarak dile getirilmese de/ sonucudur.

Şimdi kapitalizmin, çocukların beyinlerini nasıl ele geçirdiğine bakalım.
Çocukların temel eğitimleri oyunlarla başlar. Kapitalizm bu konuya çok çabuk el atmıştır. Bilgisayar yaygınlaşmadan önce televizyonlardaki çizgi film gibi etkinliklerle önce çocukları oturarak, hayal güçlerini sıfırlayarak pasifleştirmeyle işe başlamıştır.

Ekran karşısında bu şekilde oturmaya alışanlar bilgisayarın yaygınlaşmasıyla çeşitli oyun / adı altında, kurnazca hazırlanmış/ oyunlarla büsbütün pasifleşirken çok daha tehlikeli bir durum da beyinlerine pompalanmaktadır.
Bu çok tehlikeli durum ise oyunların temeli olan / yok et kazan/ ilkesidir.

Evet lütfen bir düşününüz, günümüzde her yaştakilere yönelik tüm oyunlarda ancak yok ettikçe puan kazanırsınız.

Bu size tanıdık geldi mi?
Evet, haklısınız bu yaklaşım, başta da söz ettiğim gibi, kapitalizm temeli olan tüketmeye yok etmeye dayalıdır.

Siz hiç ürettikçe puan kazanılan bir oyun biliyor musunuz?

Bu tarz oyunlarla, acımasızca yok etmek çocukların bilinç altlarına, / yok edersen kazanırsın/ şeklinde yerleştirmektedir.

Her ne kadar o oyunlarda yok edilenler renkli kutular, balonlar gibi masum imgelerse de, amaç yok et kazan ilkesidir.
Kaldı ki, bu oyunların için de yok etme ile ilgili çok daha tehlikelileri de vardır.

Sevgili arkadaşlar bir sonraki yazımda, tüm bunlara karşı neler yapabiliriz konusundaki görüşlerimi paylaşacağım...

Bir rica ile yazımı bitiriyorum
Gece yatmadan önce kendi kendinize sorun
/ bu gün ne ve ne kadar ürettim? Buna karşılık neyi ve ne kadar tükettim?/



Hiç yorum yok: