Hafızamıza
kayıtlar, görsel işitsel ve tekrarlarla oluşur.
Ama
ilk ve en kalıcı olanı görsel yoldan olan kayıtlardır.
Size
bir örnek vereyim: ,ilk kez karşılaştığınız bir insanı
düşünün. Eğer yüzünde çok dikkat çekecek bir özellik yoksa,
ondan ayrıldıktan sonra aklınızda, görüntü olarak gözleri ve
ağız çevresi kalacaktır... Yani hareket eden kısımlar...
Örneğin burnu veya kaşları dikkat çekecek şekilde bir özellik
taşımıyorsa asla hafızanızda yer almayacaktır... Çünkü onlar
hareket etmez ve böylece dikkatinizi de çekmez...
Bu
nedenledir ki karşılaştığımız insanlara gülümsemek, arada
çok daha sıcak ve içten bir bağ kurulmasına neden olur...
Bu
insan doğasının önemli bir özelliğidir...
Pek
çoğumuz bu ve benzeri özelliklerimizi yaşarız ama ne olduğunu,
nasıl olduğunu hiç merak etmeyiz...
Ama
ne yazık ki çağımızın “yaşam korsanları” yani,
kapitalizmi tek yaşam gerçeği olduğunu( hatta neredeyse bir din
mişçesine tapınarak) savunanlar bu tip doğal özelliklerimizi
derhal çözüyorlar. Televizyonlardaki reklamlar buna en güzel ve
an masum(!) örnektir...
Elbette
bu yöntemi her zaman bu kadar masum şekilde kullanmıyorlar.
Sadece
görüntüler sunarak bile, bütün toplumun ruhsal durumunu kontrol
edebilmek mümkündür...
Sizlere
önerim, lütfen kendinizi kötü hissettirecek, korkutacak, içinizi
acıtacak görüntülerden olabildiğince uzak durun... Örneğin
sosyal medya sayfanızda bu tip görüntüleri paylaşmayın. Bu
elbette yaşanan vahşetlerle mücadele etmemek anlamına gelmez. Siz
gene uygun gördüğünüz mücadelenizi yapın ama görsel öge
kullanmayın.
Buna
karşın, sık sık çok hoşunuza giden, kendinizi iyi hissettiren
görüntülere doya doya bakın. Sadece gerçeğini görmeniz
gerekmez, bir fotoğraf bile olabilir. Yeter ki kendinizi iyi
hissettirsin.
Ayrıca
bu görüntülere sadece bakmayın, içinizden o görüntüyü
yorumlayın, bütün ayrıntılarını tek tek görün... Böylece
zihninizde, kendinizi iyi hissettirecek bir deponuz oluşur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder