ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

5 Şubat 2009 Perşembe

İNSAN BEDENİ BİR BÜTÜNDÜR





Yazımın başlığında da anlaşılacağı gibi bedenimiz, gerek fizyolojik olarak, gerekse de ruhsal anlamda bir bütündür.
Lütfen bunu hiç bir durumda gözden uzak tutmayalım.
Unutmayalım ki, her ruhsal durumun, bedensel bir dışa vurumu vardır. Tabi tersi de. Yani, her bedensel durumun, ruhsal bir dışa vurumu da vardır.


Günden güne gelişen tıp biliminde, kaçınılmaz olarak doktorlar belli konularda uzmanlaşmaktadır.

Örneğin mideniz ile ilgili bir rahatsızlığınız olduğunuzda gittiğiniz doktorun konusu gastroentroloji olmalıdır.
Mutlaka bu uzman doktor sizden bir takım tahliller, tetkikler isteyecek, sizin de anlattıklarınızla bu tetkik sonuçlarını birleştirip bir teşhis koyacaktır. Bunun sonucunda da gerekli tedaviye başlayacaktır.
Buraya kadar bir sorun yok/ gibi/ görünüyor.

Peki sorun nerede o zaman?

Evet, sorun bizlerde. Birinci olarak ne yazık ki pek çoğumuz bedenimizi, ruhumuzu, yani, kendimizi tanımıyoruz.
Oysa ki bunu mutlak zorunluyuz.

Çünkü bedenimiz ve tabi ki ayrılmaz parçası olarak ruhsal yapımız, yeryüzünde gerçek anlamda sahip olduğumuz tek varlıktır.



Herhangibir rahatsızlığınızda gittiğiniz uzman doktor, mesleği gereği sizin sadece kendi uzmanlık alanına giren rahatsızlığınızla ilgilenecek ve sadece o konuyu iyileştirmeye çalışacaktır.
Ama eğer yukarıda söz ettiğim gibi gerçek anlamda kendimizi tanırsak, birincisi, doktora çok daha fazla veri sunabiliriz, ikinci olarak da kendi sorumluluğumuzu taşımış olmanın verdiği özgüvenin mutluluğunu yaşarız.
Doktora gittiğimizde ona ne kadar çok veri sunarsak, doktorun bizi ve dolayısıyla rahatsızlığımızı tanıması ve tedavi etmesi o oranda kolaylaşacaktır. Bu bile küçümsenmeyecek bir değerdir.


Yazımın başında, her fizyolojik sorunun, ruhsal bir dışa vurumu ve tersi vardır demiştim. Şimdi buna küçük bir örnek vereyim. Bacağında veya ayağında basit bir ortopedik rahatsızlığı olan kişi, ister istemez sosyal yaşamından uzaklaşmak zorunda kalacaktır. Bu durum da kendisinde zaman içinde bir sıkıntı yaratacaktır. Çünkü ağrı, başlıbaşına bizi ruhsal anlamda yoran, hatta, süre uzadıkça depresyona kadar varabilen bir tabloya neden olur.
Bu durumda, kendimizde depresif bir hal hissettiğimizde, eğer kendimizi yeterince tanıyorsak, başlangıçta fiziksel sorunumuzu gidermek için bir uzmana danışmalı ancak ondan sonra hala daha ruhsal sıkıntımız sürüyorsa bir psikolog veya psikiyatriste gitmeliyiz.


Uzun yıllardır, birebir verdiğim esneklik programı derslerinde, inanın ağrı ile acıyı dahi ayırt edemeyen kişilerle karşılaştım.
Bu insan olarak bizlere hiç yakışmayan bir durumdur. Kısacası ayıptır.
Lütfen gerçek anlamda sahip olduğumuz yegane varlık olarak bedenimizi, ruhumuzu, yani kendimizi tanıyalım ve sorumluluğunu üstlenelim.


Hepinize sağlıklı günler dilerim...


 





Hiç yorum yok: