ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

14 Aralık 2008 Pazar


Tekrar merhabalar,

Son özür yazımı 9 aralıkta yazmışım. Yani 5 gündür yazamıyorum.
Bunun için sizlerden özür dilerim. Sevgili anneciğimin rahatsızlığı nedeniyle hastanedeyiz.

Neyse ki bu gün durumu biraz daha iyi.

Hani hep duyarız ya, insanlar arada sırada hastaneleri ziyaret etmeli ve orada yaşananları görünce haline şükür etmeli diye.
Aslında gerçekten orada yaşananlar,çok güçlüyüm, dayanıklıyım diyen insanların bile dayanma sınırlarını zorluyor.
Bu zorlukları ikiye ayırabiliriz. Birincisi, hastanın durumunun vahametinden kaynaklanan ve zaman zaman doktorları ve tüm tıbbın elini kolunu bağlı bırakan durumlar.
İkincisi ise ülkemize özgü zorluklar.
İnanır mısınız birincisine katlanmak çok daha kolay. Çünkü orada bir umut var. Hastanızın yaşadığı sıkıntıyı, ağrıyı, sızıyı görüyorsunuz ve sürekli dua ediyorsunuz. İçinizdeki umudu besliyorsunuz. Çünkü yaşı kaç olursa olsun ölümü hiç kimseye, hele ki bir yakınınıza, canınıza yakıştıramıyorsunuz.

Ama iş ikincisine gelince, işte o noktada içinizdeki hırsı, öfkeyi zaptetmek gerçekten çok ama çok zor oluyor.
Oysa ki sağlık gibi bir alanda yaşanan ( insanım diyen hiç kimseye asla yakışmayan) bürokratik engeller, inanın insanı çileden çıkartıyor.
Hatta bazen soruyorsunuz kendi kendinize; sosyal güvenlik kurumu acaba doktorlardan daha mı iyi biliyor her şeyi diye. Çünkü, doktorun öngördüğü tedaviyi, ilacı veya tetkiki bir bakıyorsunuz kurum kabul etmiyor.

Sosyal güvenlik kurum/ları/u eğer doktorlardan daha iyi biliyorsa neden tıp fakülteleri hala açık ki?


Hangibirini anlatsam ki.

Biliyorsunuz 9 günlük bayram tatilinden çıktık. ( çok şükür)
Bu dokuz gün boyunca hastanelerde neler olup bitti biliyor musunuz?
Hastanıza acil kan gerekiyor. Kan bankalarının hiç birisinde bayram(!) tatili nedeniyle kan YOK...
Bir ilaç gerekiyor (albümin) deli gibi nöbetçi eczane arıyorsunuz. Yok, yok, yok..
Hayır ilaç yok da bir de üstelik nöbetçi olan eczane kapalı.

Böyle bir şey hangi medeni ülkede yaşanır?
Hani şu uğruna herşeyimizi sattığımız ab ülkelerinde böyle bir durum olabilir mi?

Amacım sizleri bu dertlerle üzmek değil elbet.
Benim gibi onlarca belki yüzlerce kişi bu ızdırabı yaşadı. Ama çok merak ediyorum acaba kaç kişi gerekli mercilere şikayette bulunacak?

İşte olay burada düğümleniyor. Bizler vatandaşız. Ve devlet vatandaşa hizmet için vardır. Bizler vatandaşlık haklarımızı aramaz, devletin birinci varlık nedeni olan vatandaşın yaşam hakkını gözetmek, korumakla ilgili eksikleri ( en hafif deyimle) gerekli yerlere şikayet etmezsek daha çok sıkıntı, üzüntü eza çekeriz.

Lütfen arkadaşlar her konuda, vatandaş olmayı öğrenelim artık.

Hiç yorum yok: