ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

5 Ağustos 2011 Cuma

"ZAMAN", DEĞİŞİM DEMEKTİR


Evet, zaman, değişim demektir. Bizler istesek de istemesek de zaman geçiyor ( değişim sürüyor) 
Gönderdiğiniz yorumlardan ve maillerden anlıyorum ki, benden çoğunlukla istediğiniz, beden hareketleri önermem. "Hatta zayıflamaya yönelik olursa daha da makbule geçer" gibi bir niyet gizli.
Arada bir, çok basit düzeyde bunu yapıyorum ama beden egzersizlerinin mutlaka bir gözetmen eşliğinde yapılması gerekir. Çünkü, insan hareket yaparken hatalarını göremez, hissedemez. Bunu, ancak karşıdan bakan bir göz görebilir.
Ayrıca, aşırı kilolar, duruş bozukluklarına bağlı ağrılar, kullanılmayarak, zayıf düşen kasların yarattığı iskelet sistemindeki deformasyonlar, sadece hareket yapmak düzelmez.
Hep tekrar ettiğim gibi:
 
Beden, bir bütündür. 
Zihni bedenden, bedeni zihinden ayıramazsınız.

Düşüncelerinizi, esnetemezseniz, asla esnek bir bedene sahip olamazsınız.
Esnek bir düşünce ve bedene sahip olmak demek, hem düşünsel, hem bedensel olarak dayanıklı olmak demektir.
Esneklik programı üzerinde çalışmaya ve bu çalışmalarımı paylaşmaya başladıktan sonra şunu fark ettim ki, zihindeki değişimler, hareketlerimize, hareketlerimizdeki değişiklikler zihinsel faaliyetlerimize yansıyor.
Ama en zor olan, zihinsel yaklaşımları değiştirebilmek.
O nedenle blogumda, önceliği düşünsel esnekliğe veriyorum.

"Zamanı dolu dolu yaşamak" sözü çok duymuşsunuzdur.
Ama hep, yaşamı gülüp, eğlenerek, hiç bir konuyu dertlenmeden yaşamak anlamında kullanılıyor.
Bu çok yanlış.
Neden mi?
1) Çevrenizde bu tarz yaşan kişilerin, gerçekten hiç bir konuyu dertlenmediklerinden emin miyiz? Ben, değilim.
2) Bu tazı benimsemiş kişilerin ağzıdan en sık duyduğumuz sözlerden birisi de " zaman su gibi akıp geçti" dir.
Oysa zaman ne su gibi akar, ne de yavaşlar. O hep aynı hızda geçer. Onu bize yavaş ya da hızlı gelmesi, içini nasıl doldurduğumuzla ölçülebilir.
Peki içini nasıl dolduracağız?
Kişisel gelişim kitaplarının yaptığını yapmayacağım ve bu sorunun, pratik uygulamabilir Bir kaç çözümünü paylaşacağım.
Zamanı dolu dolu yaşamak demek, düşüncelerinizle, yaptıklarınızın aynı hızda olması demek.
Kısaca, her ne yapıyorsanız, tümden ona odaklanmak, başka hiç bir şey düşünmemek demek.
Bu çok zor, biliyorum. Ama imkansız değil.
Bunu bir anda yapabileceğinizi düşünmüyorum. Ne de olsa yılların alışkanlığı var. Ama küçük değişikliklerle başlamak mümkün.

Öncelikle "kalıplarınızın" dışına çıkmakla başlayabilirsiniz.

Örneğin, evinizde her zaman oturduğunuz koltuktan başka bir yere oturmaya başlayın. 
Bunu ilk yaptığınızda, bir anda evinizi çok farklı bir açıdan görecek ve belki bazı değişiklikler yapma ihtiyacı duyacaksınız.
Bir başka örnek, Evinize geldiğinizde, anahtarınızı hep aynı yere mi bırakıyorsunuz?
Bu sefer farklı, hiç olmadık bir yere bırakın.
Ertesi gün, evinizden çıkarken, ister istemez o an kafanızda her ne düşünce varsa, onu bir kenara bırakıp, anahtarınızı bulma peşine düşeceksiniz.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bir sonraki yazımda bu konuyu sürdüreceğim. 

Sevgi ve sağlıcakla...



1 yorum:

tuvana dedi ki...

Sevgili S.Ş merhabalar. Bu kadar çabuk yorum beklemiyordum açıkçası. Beni şaşırttınız. Boş bir zamanınızda, önceki yazılarıma bir göz atın isterseniz. Sorunuzun cevabını bulacaksınız. Çok teşekküreler.