ESNEK BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİ İLE BEDENİNİZDEKİ GERİLİMLER AZALIR, KASLARINIZ, EKLEMLERİNİZ, OMURGANIZDAKİ AĞRILAR DA ORTADAN KALKAR

12 Ekim 2009 Pazartesi

AÇIK-AÇIKLIK-AÇILIM-AÇILMAK

Deniz, çok geniş, bazen de uçsuz bucaksız bir mekandır.
Birisine denize açılıyorum. Benimle gelir misin? dediğiniz zaman, eğer o kişi maceraperest birisi ise, size: " tabi neden olmasın" der ve katılır. Ama aklı başında, ne yaptığını ve neden yaptığının farkında olarak yaşamayı seçen birisi ise size ilk olarak " iyi de nereye?" diye sorar.

O kişinin size katılması için mutlaka somut bir hedef göstermek zorundasınızdır.
Hatta bu kişi biraz daha analitik düşünen, neden-sonuç ilişkisini irdeleyen, yarar- zarar ikilemini hesaba katan bir kişi ise işiniz daha da zordur.
Çünkü o zaman tüm bu ayrıntıları, somut bir şekilde söylemek zorundasınızdır.

Diyelim ki söylediğiniz.
Bu, gene de o kişinin sizin peşinizden gelmesini sağlamaz.
Çünkü bu denli aklı başında bir kişi, ister istemez "beni davet eden kim?" diye kendi kendine soracaktır.
Bu sorunun yanıtını almak için de sizin kısa bir geçmişinize göz atar.
Verdiğiniz sözlerde ne kadar durdunuz?
Söylediklerinizle yaşamınız tutarlı mı?
Açıkçası güvenilir birisi misiniz?

Denize açılmak harika bir şeydir. Yapacağınız, sadece kıyıda bir mehtap gezisi ise sözüm yok ama bir anda kendinizi açık denizde bulmanız olasılığı var ise dikkat.
Açık denizde başınıza ne geleceği hiç belli olmaz. Fırtına, azgın dalgalar, teknenizin ne kadar sağlam olduğu, teknedeki sizin dışınızdaki kişilerin bu zor şartlara nasıl tepkiler vereceği.
Eğer o teknedekiler, sağlam bir hedef ve amaç için oradalarsa, tüm bu zorluklara kolaylıkla göğüs gereceklerdir. Ama ya, herkes farklı bir hedef ve amaç için oradaysa?

Siz siz olun, denizlere açılmadan, kiminle, nereye, neden gittiğinizden emin olmadan yola çıkmayın.

Hiç yorum yok: